1 Eylül 2007 Cumartesi

Finansal Yönetim Ders Notları

Finansman: İşletmenin ihtiyacı olan fonların sağlanmasıdır.
Finansal yönetim: İşlemenin ihtiyacı olan fonların sağlanarak uygun varlıklara yatırılmasıdır.
Sermaye bütçelemesi: Sermayenin uzun süreli varlıklara yatırılmasıyla ilgili kararlar sürecidir.
Finans: Kişi yada kurumların faydalanabileceği para,fon ya da sermaye anlamına gelir.
Finansal yönetimin 3 tane genel amacı vardır.
1-Karı en yükseğe çıkarmak
2-Pay başına gelirleri en yükseğe çıkarmak
3-İşletmenin piyasa ( Pazar ) payını en yükseğe çıkarmak
Finansal yönetimin fonksiyonlarını 3 başlık altında toplamak mümkündür.Bunlar
1-Yatırım kararları
2-Finansman kararları
3-Dividant kararları
1-Yatırım Kararları
Finans yöneticisinin vereceği kararlardan hemen hemen en önemlisi yatırım kararlarıdır.İşletmeler sahip oldukları kıt kaynaklarını,çeşitli seçenekler arasında en uygun olanı seçerek kullanmak durumundadır.İşletmeler faaliyet özelliklerine bağlı olarak çok sayıda kısa ve uzun vadeli reel ve finansal varlıklara yatırım yapmak durumundadırlar.Sermayenin uzun süreli varlıklara yatırımı ( Sermaye Bütçelemesi) bu kararın en önemli rolü olup,gelecekte sağlanacak faydalar için seryameyenin uzun süreli yatırılmasını gerekli kılmaktadır.Yatırılan sermayenin sağlayacağı faydalar,gelecekle ilgili ve kesinlikle bilinmediğinden risk içerirler.Uzun süreli yatırımlarla ilgili risk,süre uzun olduğu için daha da artmaktadır.Dolayısı ile yatırımlardan beklenen getiri ile bu yatırımın taşıdığı risklerin birlikte ele alınması zorunludur.
Reel yatırımlara örnek olarak,makinalar,binalar,araç-gereçler gösterilebilir.
Reel olmayan yatırımlara ise teknik uzmanlık,patent,marka örnek gösterilebilir.
2-Finansman kararları
İşletmelerin faaliye geçebilmesi,faaliyetlerini devam ettirebilmesi için,çok sayıda varlıklara ihtiyaçları vardır.Dolayısı ile finans yöneticisinden,işletmeye gerekli olan varlıklara yönelik olarak fon ihtiyacını belirlemesi ve bu ihtiyacın en iyi şekilde nasıl finanse edileceğini ortaya koyması,gerekli fonların nereden,nasıl ve ne zaman karşılanacağına ilişkin kararları alması beklenir.
İşletmeler borçlanarak ya da öz sermaye kanalıyla kaynak sağlayabilirler.İki kaynak arasında temel farklılık; borçlanma durumunda işletmelerin,zarar bile etseler faiz ve anapara ödeme yükümlülüğü altında olmalarıdır.Genelde borçla finansmanın en önemli avantajı faizin gider olarak vergiden düşülebilmesidir.
Hisse senedi yoluyla finansmanda ise,faiz ve anapara ödemei gibi zorunlu bir ödeme söz konusu değildir.Faaliyetlerden kar elde edildiği halde,genel kurul kararıyla karın dağıtılmaması mümkündür.Ayrıca hisse senetlerinde vade olmadığı için anapara ödemesi gibi bir durumun olmaması nedeniyle hisse senedi yoluyla finansmanın riski borçla finansmana göre daha düşük olmaktadır.
Finansal yönetim; gerekli sermayenin ne kadarının borçla,ne kadarının öz sermaye ile finanse edileceği yanında,borçlanmanın ne kadarının kısa vadeli,ne kadarının uzun vadeli olacağına da karar vermelidir.Kısa ve ve uzun vadeli finansmanın bankalardan ya da finansman bonosu,tahvil gibi finansal varlıklarla tasarruf sahiplerinden sağlanabilir.İşletmenin niteliğine,ekonominin koşullarına bağlı olarak çeşitli finansman seçeneklerinin maliyeti ve riski farklılık gösterebilir.
Finansal yönetime düşen görev,çeşitli seçenekleri risk ve maliyet açısından karşılaştırarak işletmeye en uygun gelecek bir bileşimi oluşturabilmesidir.
Önemli:İster kısa vadeli,ister uzun vadeli yatırımlar olsun kararlar daima yatırımın riski ile getirisi karşılaştırılarak verilmelidir.Daha riskli yatırımlardan daha fazla getiri beklenmelidir.
3-Dividant kararları
Finansal yönetimin üçüncü önemli karar alanı da dividant ya da kar payı dağıtımı ile ilgilidir.Dividant kararları,faaliyetlerden sağşanan karların ne kadarının işletmede ne kadarının ortaklara dağıtılacağı ile ilgilidir.Yine kar dağıtım politikası belirlenirken,kar dağıtılması sonucunda işletmenin azalan fonu yerine sağlanacak ilave fonların maliyetinin ne olacağı gibi durumların analiz edilmesi gerekir.Kar dağıtımında halka açık olan ve halka açık olmayan anonim şirketlerde sermaye piyasası kanuna göre bazı farklılıklar söz konusudur.
Gerek finansmanla ilgili karalar,gerekse yatırımla ilgili kararlar,ancak işletmenin içsel ve dışsal kaynaklardan sağlayacağı çok sayıda analiziyle alınabilir.Dolayısı ile finans yöneticisinin,finansal öngörülerde bulunma,finansal piyasalardaki artan kısa ve uzun dönemli fonların etkilerini değerlendirme,yatırım alternatiflerinin işletmenin değeri üzerindeki potansiyel etkilerini araştırma,dividant politikalarını ve sermaye yapısını oluşturma,fiyatlama politikasını değerlendirererek bunun işletmenin satışları ve karları üzerindeki etkilerini saptama,potansiyel birleşme ve satın almaları analiz etme ve zaman zaman da uluslar arası iş fırsatlarını değerlendirme gibi her geçen gün artan,çok sayıda fonsiyonu vardır.Finans yöneticinsin;işletmenin halka açılmasında,işletmenin tamamının ya da bir bölümünün satılmasında,mali açıdan yeniden organizasyonunda,konkordata önerilerinin kabulü ya da konkordata teklif edilmesinde,işletmenin tasfiye edilmesinde ve benzeri periyodik olmayan durumlarda da sorumluk alanı gelişmektedir.Görüldüğü gibi finans yöneticilerinin etkin kararlar verebilmek için çok değişik alanlarda temel bilgilerinin olması gerekir.Bu nedenle finans fonksiyonu,küçük işletmeler dışında belirli büyüklüğe ulaşmış pek çok işletmede belirli alanlarda uzmanlaşmış çok sayıda kişilerce yerine getirilmelidir.
Yukarıda belirtilen yüm bu finansal kararlar işletmenin piyasa değerini etkileyecektir.İşletmenin,piyasa değerini maximum yapmak amaçlanıyor ise,karar verilirken kararın işletmenin piyasa değerine olan etkisi düşünülmelidir.
Karın ne kadar dağıtılması gerektiği konusunda karar verilirken,karın işletmede kullanılmsıyla sağlanacak karlılıkla,ortaklara dağıtılması durumunda ortakların tatmini karşılaştırılır.
Finans yöneticisi: İşletmelerde yatırım ve finansman kararlarından sorumlu olan kişidir.

Finans Yöneticisi ( Haznedar ) Muhasebe Müdürü ( Kontrolör )


Finans yöneticinin ve Muhasebecinin Tipik Sorumlulukları * Banka ilişkileri
* Nakit yönetimi
* Finansman
* Kredi Yönetimi
* Dividant kararları
* Sigorta
* Emeklilik fonlarının Yönetimi * Mali tabloların hazırlanması
* İç Denetim
* Muhasebe
* Bordro işlemleri
* Kayıtların korunması
* Bütçelerin Hazırlanması

Ülkemizde işletmelerin büyük bölümünün küçük aile şirketi özelliği göstermesi nedeniyle haznedar ya da fon yöneticisi yerine,finansman müdürü,kontrolör yerinede muhasebe müdürü terimleri kullanılmakta ve bu iki fınksiyo aynı kişinin sorumluluğunda yerine getirilmektedir.Bu fonksiyonların aynı kişilerin sorumluğunda gerçekleştirilmesi durumuunda bu kişilerin bağlı olacağı tepe finans yöneticisi olmaktadır.Tepe Finans yöneticisi genellikle genel müdürü yardımcısı düzeyindedir.
Sabir varlıklara yatırım kararı ya da sermaye bütçelemsi faaliyetlerinden fon yöneticisi,muhasebe müdürü ya da tepe finans yöneticisi sorumludur.Ancak önemli yatırım projeleri,üretim,pazarlama ar-ge gibi alanlarda çok yakından ilişkilidir.Bu durumda bu alanlarda çalışanların da sermaye bütçelemesi faaliyetlerine katılmaları gerekmektedir.
Kar dağıtımı gibi kararlarda, yasa ve geleneklere göre yönetim kurulu ya da genel kurul kararı gerekmektedir.Yönetim kurulları,küçük ya da orta ölçekli yatırım harcamalarıyla ilgili kararları yöneticilere bırakabilmektte,ancak büyük ölçekte yatırım harcamalarında böyle bir durum söz konusu olmamaktadır.
Finansal Yöneticinin Görevleri
Finansal yönetici genel olarak fonların bulunması ve bunların harcanması yani yatırımı ile ilgilenmektedir.Kısaca para ile ilgili tüm işler finansal yönetimin faaliyetleri arasındadır.
Ayrıca;
Çağdaş finans yöneticisinin Görevleri:
* İşletmenin fon kaynaklarının bileşimine karar verme
* İşletmenin büyüklüğü ve gelecekteki büyüme hızını tespit etme
* Üretim miktarının,maliyetlerin ve satış fiyatının belirlenmesi
Günümüzde Finansal Yönetimin Amaçları:
*İşletmenin yatırım yapacağı varlıkların seçimi
* Varlıklar yatırılacak fon miktarının belirlenmesi
* Yatırılacak fonların nasıl ve hangi kaynaklardan sağlanacağının kararlaştırılması
* Finansal analiz,planlama ve denetim yapma
* Yatırım kar ve risk analizleri yapma
* Yeni yatırım alanlarının araştırılması
Finansal yöneticinin görevlerini oluşturmaktadır.Örneğin; Pazar alanlarının araştırılması,dağıtım kanallarının belirlenmesi gibi pazarlama biriminiilgilendiren konular ile,üretim planlaması,mal dağıtım politikası gibi işlevler ve muhasebe birimini ilgilendiren Finansal Tabloların hazırlanması Finansal yöneticinin denetiminde değildir.
Finans fonksiyonunu etkileyen etmenler:
Aşağıda bulunan etmenler,işletmenin fonlarını bulma,bu fonları kullanma ve koruma işlevini daha önemli hale getirmektedir.
* İşletmenin büyümesi (büyüme ile birlikte ihtiyaç duyulan fonların bulunması ve yönetimi daha da önem kazanmıştır.)

* Pazarın gelişmesi (Pazarların gelişimi rekabeti arttırmıştır)

*Rekabetin artması ( Rekabetin artması firmaların kar marjlarını daraltmıştır)

*Enflasyonun artması ( İşletmelerin çalışma sermayelerinin yetersiz jakmasına yol açmıştır.Enflasyon dönemlerinde ayıca ; gerçek olmayan aşırı karlar oluşur,yatırımın politikaları ölçüsüzleşir,yabancı kaynağa talep artarve uzun dönemli kaynak arzı daralır.

*Bazı sektörlerin öneminin artması ( Önemi artan sektörlerde finasns fonksiyonu daha önem kazanmıştır)

* Taşıma ve haberleşmenin hızlanması (Firmaları ek bir giderle karşı karşıya bırakmıştır)

* Genel Ekonomi politikasındaki değişmeler (Bu politika özellikle faiz oranlarının yükselmesine neden olmuştur.

İşletmenin amaçları
* Mal ve hizmet üreterek toplum refahını arttırmak
* İşletmede istihdamı sürekli kılmak
* İşletmenin sürekliliğini sağlamak
* Üretimi ve satışları arttırmak
* İşletmenin Pazar payını arttırmak
* İşletmenin büyümesini sağlamak
* İşletmenin karını maximum yapmak
* İşletmenin değerini maximum yapmak
Yukarıda sayılan amaçlardan ilk üçü sosyal amaçlar olarak nitelendirilirken,diğerleri son iki amaca hizmet ederler.Sosyal amaçlar daha çok vakıf,dernek,KİT gibi kurumlar için öncelikli amaç olabilmektedir.Özel işletmeler için ekonomik amaçlar öncelikli olup,sosyal amaçlar ikinci derecede gözetilen amaçlar olmaktadır.
Karı En Yükseğe çıkarma Amacı ( Kar maksimizasyonu ) Kar maksimizasyonu amacının en önemli iki eksikliği Zaman ve Risk faktörlerini dikkate almamasıdır.
Günümüzde klasik “ kar maksimizasyonu yerine,çağdaş ve bu amacın eksikliklerini tamamlayan “ işletme değerini maksimum yapma,hissedarların servetini ya da varlıklarını maksimum yapma” şeklinde ifade edilen amaç,nihai amaç olarak benimsenmektedir.
İşletmenin Piyasa değerini Maksimum yapma Amacı ( Değer maksimizasyonu )
İşletmenin cari piyasa değerini maksimize etme ya da hissedarların varlıklarını maksimize etme,işletmenin gelecekte beklenen gelirlerinin şimdiki değerinin maksimum edilmesi anlamındadır.
Piyasa fiyatı : Hisse senetlerinin piyasadaki arz ve talebe bağlı olarak belirlenen fiyatıdır.

Finansal Yönetim ve İlişkide Bulunduğu Disiplinler
Muhasebe: Finans yöneticisi karar vermede sık sık muhasebe verilerinden faydalanır.Genellikle muhasebeciler,geleceği öngörmede ve geçmişi değerlendirmede yönetime yardımcı olacak verileri ve finansal raporları hazırlamaktan sorumludurlar.
Finans yöneticinin başlıca ilgi alanı işletmenin nakit akışlarıdır.Nakit akışları finanslama ve yatırım kararlarının uygunolup olmadığını ortaya koyan en önemli faktördür.Nakit akışlaının saptanmasında ise muhasebe verilerinden faydalanmak gerekmetir.
Küçük ya da orta boy işletmelerde muhasebe ve finansman görevleri aynı kişiye ya da bir gruba verilebilmektedir.Bu durumda yukarıda ayrılmış görevleri açık olarak görmek zordur.
İktisat: İktisatta finansal yönetimle ilgili iki alan mikro ekonomi ve makrı ekonomidir.Mikro ekonomi işletmelerin,bireylerin ve ailelerinin iktisadi kararlarıyla ilgilenir.Makro ekonomi ise ekonomiyi bir bütün olarak ele alır.
Tipik olarak bir işletme, ekonominin genel durumuyla çok yakından ilgili olup,yatırım için para ve sermaye piyasasına bağlıdır.Dolayısı ile fnans yöneticisi,kredinin elde edilebilirliliği ve fonların maliyetine,parasal politikaların nasıl etkileyebileceğini anlamak ve bilmek durumundadır.Aynı zamanda finans yöneticisi,mali politikalarda ve mali politikaların ekonomiye etkileri konusunda da uzmanlaşmış olmalıdır.
Finans yöneticisi mikro ekonomiden,özellikle uzun vadeli yatırım kararları almada,nakit,stok ve alacakların yönetiminde faydalanır.
Pazarlama,üretim ve Kantitatif Yöntemler: Finansal yönetim ile ona ikinci derecede fonksiyon gören disiplinler pazarlama,üretim ve kantitatif yöntemlerdir.Bu disiplinler,finans yöneticisinin günlük kararlarıyla dolaylı olarak ilgilidir.Örneğin,finans yöneticisinin pazarlamada yapılacak yeni ürün geliştirmelerinin ve yeni pazarlama yöntemlerinin,işletmenin öngörülen nakit akışlarına ve sermaye harcamalarına ekkilerini düşünmesi gerekir.Benzer şekilde,üretim sürecindeki değişikliklerin gerektireceği sermaye harcamalarını değerlendirmek durumundadır.Nihayet karmaşık yönetim problemleri analiz etmede,kantitatif yöntemlerden gittikçe artan bir biçimde faydalanılmaktadır.
Finansal Yönetim ve İşletmelerin Hukuki Yapıları
İşletmeler kuruluş aşamasında istedikleri yasal türü seçebilirler.Ancak hukuki şeklin seçiminde bazı yasal sınırlamalara da uyulması gerekmektedir.Söz konusu sınırlamaların bir kısmı işletmenin yer aldığı işkolu ve faaliyetlerin niteliği ile ilgilidir.Örneğin,ülkemizde bankaların,sigorta şirketlerinin,sermaye piyasası aracı kuruluşlarının anonim şirket şeklinde kurulması gibi bir sınırlama söz konusudur.
Karın dağıtımı,vergi tahakkuku,alacaklılara karşı sorumluluk,faaliyet sonuçlarının açıklanması,son sağlama miktarı ve şekli gibi konularda alınacak kararlar işletmelerin hukuki yapısı ile doğrudan ilgilidir.
Bireysel İşletmeler ( Ferdi Teşebbüsler )
Bireysel işletmeler tüzel kişiliği bulunmayan ve üçüncü kişilere karşı ortakların tüm varlığı ile sorumlu olduğu bir girişim türüdür.Bireysel işletmelerin kuruluşu için yazılı bir sözleşmeye gerek duyulmadığı gibi,belirli sermaye tabanı da aranmamaktadır.Bireysel işletmelerde kişiler tüm mal varlıklarıyla sınırsız şekilde sorumlu olduğundan kredi bulunması daha kolay olabilmektedir.Bununla birlikte alınan kredi geri ödenmez ise,alacaklı tüm kişisel varlık üzerinde hak sahibi olacaktır.Ancak bu tür işletmelerde tüm kararlar tek bir kişi tarafından alındığından,hatalı karar alma olasılığı artmaktadır.
Ortaklıklar:
Ortaklıklar şahıs ve sermaye ortaklıkları olarak iki grupta toplanabilir.Adi ortaklıklar,kollektif ortaklıklar,komandit ortaklıklar şahıs, Limided ve anonim ortaklıklar sermaye ortaklıklarıdır.
Adi Ortaklıklar:
Adi ortaklıklar,iki yada daha fazla kişinin herhangi bir şekil şartına tabi olmaksızın yalnızca sözlü bir anlaşma ile geçici ya da sürekli olarak kurdukları ortaklık( şirket ) türüdür.Bu tür ortaklıkların en önemli avantajı düşük maliyetlerle ve kolayca kurulabilmesidir.
Adi ortaklıkların dezavantajları bireysel işletmelerin dezavantajlarına benzer.Bireysel işletmeler gibi,ortakların da sınırsız sorumlulukları vardır.İşletmenn finsansal krize girmesi durumunda her ortak kendi payı ile değil,işletmenin tüm borçlarından sınırsız olarak sorumludur.
Kollektif Ortaklıklar ( Kollektif Şirketler )
Kişilerin belirli şekil şartıyla ve belli unvan altında oluşturdukları bir ortaklık türüdür.Tüzel kişiliği de olan bu ortaklık türünde ortaklar,şirketin borçlarından dolayı tüm varlıklarıyla müteselsilen sorumludurlar.Alacaklılar,ortaklığın borçlarından dolayı ortaklardan dilediğine karşı,yasal yollara başvurabilirler.Dolayısıyla bu tür ortaklıklar genellikle birbirlerini iyi tanıyan kişiler tarafından kurulduklarından,bu tür ortaklıklıklara şahıs ortaklıkları denir.
Şirketin ömrü,ortaklar arasındaki anlaşmaya bağlıdır.Bu ortaklık türünde de fon sağlama olanağı,ortaların elde edebilecekleri olanakların toplamı kadardır.Ticaret kanunu’na tabi olan kollektif ortaklıklarda ortaklar tacir sıfatını kazanırlar.
Adi Komandit Ortaklıklar:
Ticari bir şirkette ortaklardan bir kısmı aynen şahıs şirketlerinde olduğu gibi sınırsız ve müteselsilen sorumluluk yüklenirken,bir kısmı da yanlızca koydukları sermaye kadar sorumluluk ( sınırlı sorumluluk ),yüklenmeleri durumunda adi komandit ortaklık türü ortaya çıkmaktadır.Bu şirket türünde sorumluluğu sınırsız olanlar şirketin yönetimini elinde bulundurduklarından kollektif şirkete benzer ve önemli avantaj ve dezavantajlarına sahipolabilir.Ancak bu tür şirketlerde toplanabilecek fon miktarı,sınırlı sorumlu ortak sayısı arttırılarak,kollektif ortallığa göre daha kolay arttırılabilir.
Sermayesi paylara bölünmüş Komandit ortaklıklar:
Sermayesi paylara bölünmüş komandit ortaklık adi komandit ortaklığa benzer Tek farkı sınırlı sorumlu ortaklar olarak bir ya da birkaç kişinin daha yer almasıdır.Adi komandit şirketlerde sınırlı sorumlu ortakların payları yanlızca sözleşmede yer alır ve sermayeye karşılık olarak herhangi bir pay senedi vermez.
Bu tür ortaklık türü de yukarıda belirtilen ortakların sakıncalarını taşımaktadır.Sınırlı sorumluluğun,ortak bulmada araş olarak kullanılması fazla bir yarar sağlayamamaktadır.Çünkü ortaklık gerçekte sınırsız sorumlu ortakların aralarındaki anlaşmaya bağlıdır.
Limidet ortaklıklar ( Şirketler )
İki veya daha fazla gerçek ve tüzel kişi tarafından bir ticaret ünavanı altında kurulan,orakların sorumluluğu,koydukları veya koymayı tahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve esas sermayesi belirli olan ticari ortaklık tipine limited ortaklık denir.Limited ortaklıklar en az 2,en çok 50 ortak arasında kurulabilir.Ortaklara sermaye payları için pay senedi ( hisse senedi ) verilmez.Ortağın koyduğu sermaye devir ve miras hariç bir bütündür.Sermaye arttırmak ya da ortakların sorumluluklarını genişletebilmek için,ortakların oybirliği gereklidir.Limited ortaklıklar hisse senetleri gibi tahcilde ihraç edemezler.
Limited ortaklıklarda,ortaklar yanlızca koydukları sermaye ile sorumlu olduklarından,tüm varlıklarını riske atmak istemeyenlere önemli bir ortaklık türü olarak görülmektedir.
Anonim Ortaklıklar ( Anonim Şirketler )
Limited ortakılarda olduğu gibi anonim ortaklıklarda da ortaklığın sermayesi paylara bölünmüştür.bu paylar ( hisseler ) kıymetli evrak hükmündeki hisse senetleriyle temsil edilirler.Sermayenin paylara bölünmesi ve hisse senetleriyle temsil edilmesi bunların örgütlenmiş ya da örgütlenmemil piyasalarda kolayca el değiştirmesine olanak sağlamaktadır.Anonim şirletlerin iktisadi önemi,bu özelliklerinden kaynaklanmaktadır.Şirketler açısından küçük sermaye paylarının bir araya gelmesiyle büyük sermayelerin sağlanması,yatırımcılar açısından da riskin küçük ve yalnızca yatırılan sermaye payı ile sınırlı olması,bu şirket türünün seçiminde en büyük etken olmaktadır.
Anonim şirketler ani yada tedrici olarak kurulabilirler.Sınırlı sayıda ortakla kurulan anonim şirketler ani şekilde kurulurken,halka açık olarak kurulmak istenen anonim şirketler tedrici olarak kurulurlar.Tedrici kuruluşun çok sayıda formaliteleri vardır.Günümüzde halka açık olarak kurulan anonim ortaklıklar, TTK ya göre değil,SPK(sermaye piyasası kanunu) na göre kurulduklarından kuruluş formaliteleri az da olsa basitleştirilmiştir.
Organize piyasalar: Resmi bir piyasa yerinin olduğu,devletin gözetimi ve denetimi altında olan piyasalardır.Ülkemizde TTK ya göre anonim ortaklık”bir ünvana sahip,ana sermayesi paylra bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu olan ortaklık” olarak tanımlanmaktadır.Ortaklık ticaret bakanlığının izni ile kurulup,ticaret sicilinde tescil ve ilan edilerek tüzel kişilik kazanırlar.

Halka açık ortaklıklar :,
Anonim ortaklıklar halka kapalı ya da halk açık olabilir.Az ortaklı anonim ortaklıklara aile şirketleri yada kapalı şirketler denilir.Bir şirketin halka kapalı ya da açık olarak tanımlanmasında yalnızca ortak sayısı değil diğer özellijlerin de ele alınması gerekir.
Ortak sayısı yanında pay sahipliğinin devredilip devredilmeği,kuruluş şeklinin halkın da katılımını sağlayacak biçimde olup olmadığı,hisse senetlerinin borsaya kota edilip edilmediği, yönetimin bir ya da birkaç ana pay sahibi tarafından yapılıp yapılmadığı gibi özellijlerinde dikkate alınması gerekir.
Ülkemizde SK ya göre hisse senetleri kanundaki prosedür dahilinde halka arz edilen şirketlerle,ortak sayısı 250 ‘yi aştığı belirlenen şirketler halka açık şirket olarak kabul edilir.Halka açık Şirketler SPK ya göre tabi olmakta ve SPK nun denetimine girmektedir.
Hisse senedinin nonimal değeri,tescil edilen ve bilançoda sabir bir kalem olarak gösterilen sermayenin hisse sayısına bölünmesiyle bulunur.
Kayıtlı sermaye sistemi: Esas itibari ile sermaye arttırımı sistemi olup,sermayenin daha az formaliteyle arttırılabileceği bir limittir.Sadece halka açık Şirketler geçebilir.
Kayıtlı sermaye arttırımı tavanı tamamen SPK nın taktirine bırakılmıştır.Kayıtlı sermaye sistemine geçecek şirketlerin belirli bir başlangıç sermayelerinin olması gerekir.






* Enflasyon fonların aşınmasına neden olarak çalışma sermayesinin yetersiz kalmasına neden olur.
* Planları ve bütçeleri uygulama rakamları ile karşılaştırarak,varsa sapmaları ortaya çıkarma ve düzeltici önlemleri lma sürecine,FİNANSAL DENETİM adı verilir.
* Finansal yöneticilerin önceden hangi varlıklarla fon oluşturulacağı ve fonların hangi kaynaklardan sağlanacağı konusundaki karar verdikleri sürece FİNANSAL PLANLAMA adı verilir.
* İşletmeye ait paranın toplanma ve harcanmasını üzerine alan görevliye HAZNEDAR adı verilir.
* Kar planlaması,sermaye bütçelemesi ve finansmanda yararlanılacak maliyet standartları için planları hazırlamak ve yürütmekten KONROLÖR sorumludur.
* Hisse senedi ihraç etmek,finansmanla ilgili kararlardan biridir.
* Sabit varlıklara yatırım sermaye bütçelemesi kapsamındadır.
* Kar pay,hisse senedinin getirisidir.
* İşletmelerin birincil amacı İŞLETME DE?ERİNİN MAKSİMİZE EDİLMESİDİR.Yani işletmenin değerinin arttırılması amacıdır.
* İşletmelerin finansmanında uzun vadeli kaynaklara ağırlık verilmesinin sonucu,RİSK DÜŞMESİ dir.
* Halka açık anonim şirket kayıtlı sermaye sistemine geçebilir.Ancak Halka kapalı Anonim şirket,Limited ŞTİ, ve kollektif şirketler kayıtlı sermaye sistemine geçemezler.
* Halka açık şirketlerde tahvil çıkarma sınırı,Ödenmiş sermaye ve yedek akçeler toplamıdır.
*Sermayenin uzun süreli varlıklara yatırılması ile ilgili kararlar sürecine SERMAYE BÜTÇELEMESİ denir.
*Yatırım kararları verilirken yatırımın RİSK ve GETİRİSİ ne bakılır.
*Kısa vadeli yabancı kaynaklar uzun vadeli yabancı kaynaklara göre daha RİSKLİ dir.Yani,işletme finansmanda uzun vadeli yabancı kaynak kullanırsa RİSK DÜŞER.
* Uzun vadeli yatırım kararları,kısa vadeli yatırım kararlarına göre daha RİSKLİ dir.Bunun sebebi,uzun süreli varlıklara büyük tutarlarda harcama yapılması,bu tür yatırım kararlarından kolay vazgeçilmemesi,kolay revize edilememesi,vadenin uzun olması ve belirsizliğin artmasıdır.Bu nedenerle sermaye bütçelemesi yapılır.
* Dividant kararları,kar dağıtma veya dağıtmama kararlarıdır.
* Finans Yöneticisi ( Haznedar ) Fonu bulur ve harcar,yani işletmenin yatırım ve finansman kararlarından sorumludur; muhasebeci ( Kontrolör ) bu fonksiyonların etkin kullanılıp kullanılmadığını kontrol eder.Görevleri de bu çerçevede tanımlanır.Örneğin iç denetim muhasebecinin görevi iken,nakit yönetim finans yöneticisinin görevidir.
* Mal ve hizmet üreterek toplum refahını arttırmak,işletmede istihdamı sürekli kılmak,işletmenin sürekliliğini sağlamak işletmenin SOSYAL AMAÇLARI arasında yer alır.
* İlk defa fonların kullanımı,yani bilanço aktifleri ile uğraşılması,aynı zamanda kantitatif yöntemlere ağırlık verilmesi,sermaye bütçelemesi problemlerinde iskonto edilmiş nakit akışları tekniğinin uygulanması 1940-1950 li yıllarda söz konusu olmuştur.
* Halka açık A.Ş lerde tahvil çıkarma yetkisi Yönetim Kuruluna verilmiştir.
* Eğer işletmenin piyasada hisse senedi satılıyorsa işletmenin değerini hisse senedi piyasa değeri belirler.
* Makine alımı, bankaya para yatırılması,vadeli satış yapılması,hisse senedi ve hammadde alışlarına göre daha risklidir.Çünkü,makine alımı uzun süreli yatırım kararlarından biridir.Uzun süreli yatırım kararları kısa süreli yatırım kararlarına göre belirsizlik nedeniyle daha risklidir.
* Kısa vadeli banka kredileri, tahcil ihracı,uzun vadeli banka kredileri,hisse senedi alışı ve otofinansmana göre daha risklidir.Çünkü Kısa vadeli finansman kaynakları,uzun süreli finansman kaynaklarından faiz,enflasyon,vade riski,toplu ödeme etkenlerinden dolayı daha risklidir.Oto Finansman karların dağıtılmayarak işletmede alıkonulmasıdır ve özkaynakta finansman türüdür..
* Kar maksimizasyonunn birincil,normatif amaç olarak benimsenmesinin en önemli EKSİK YANI,Risk ve zaman Faktörünün dikkate alınmaması olarak kabul edilir.Çünkü kar maksizmisazyonu amacı,geleceğin belirsizliğini yani zaman faktörünü ve buna bağlı olarak riski dikkate almamaktadır.Aslında karın mutlak karmı,fiktif karmı olduğunun açıklanamaması,karlılık ölçüsünün belirsiz olması,hissedarların çıkarlarına ters düşmesi ve kar maksimizasyonunda toplam karın mı,kar marjınınmı dikkate alınacağının belirlenememesi de eksik yanlarını ifade eder.Ama bu iki unsur yani Risk ve Zaman faktörünü dikkate almaması en önemli eksik yanı olarak tanımlanır.
* Piyasa değeri maksimizasyonu,işletmelerin en normatif amacı olarak tanımlanır.Çünkü piyasa değeri maksimizasyonhem hissedarların çıkarlarını hem işletmenin tüzel kişilik olarak çıkarlarını,hem de kamu yararını korur.Aynı zamanda zaman ve risk faktörünü dikkate alması en birincil amaç olarak tanımlanmasını sağlar.
* İç denetim muhase müdürünün ( Konrölör ) görevlerinden birisidir.Çünkü muhasebe müdürü,yani kontrolörün görevi fonların etkin biçimde kullanılıp kullanılmadığının kontrolünü yapmaktır.İç denetim bu temel görev içinde tanımlanır.Nakit yönetimi,kredi yönetimi,Finansman ve Emeklilik fonlarının yönetimi,Finans yöneticisinin yani haznedarın görevleri olarak ifade edilir.
* Kişi yada kurumların yararlanacağı para,fon ya da sermayeye FİNANS adı verilir.En çok karıştırılan yanıt Finansmandır.Dikkat etmeliyizki Finans ihtiyacın kendisi,Finansman ise sağlanmasını ifade eder.
* İşletme için gerekli olan fonların sağlanmasına FİNANSMAN adı verilir.
* Sermayenin dolaşım hızının artması,İşletmenin büyük ölçekte faaliyette bulunmaları,Faiz ve döviz dalgalanmalarının artması ve piyasalarda rekabetin artması Finansal yönetimde 1980’li yıllardan sonra meydana gelen gelişmelerdendir.Ancak Kar marjlarının artması bu dönemde meydana gelen bir gelişme değildir.Çünkü 1980’li yıllardan sona işletmelerin çok çeşitli ürünler üretmesi,AR-GE faaliyetlerinin artması,işletmeler arası birleşmenin artması gibi sebeplerle rekabet fazlalaşmış ama tam tersi kar marjları azalmıştır.Rekabet artarsa kar marjları daralır.
* İşletmelerin gelecekte beklenen şimdiki değerinin maksimize edilmesine PİYASA DE?ERİ MAKSİMİZASYONU adı verilir.Değer maksimizasyonu,gelecekte beklenen nakit çıkışlarının şimdiki değerinin minimize,gelirlerin ise maksimize edilmesinin bir sonucudur.
* Sermaye Bütçeleşmesinin yatırım kararları içinde kısa süreli yatırım kararlarına göre daha önemli olmasının nedeni Uzun vadeli yatırım karalarının riskinin yüksek olmasıdır.Çünkü,sermaya bütçelemesi uzun süreli varlıklara yapılacak yatırımlar ile ilgili kararlar sürecidir.Vade uzadıkça,yatırım kararlarında risk ve Belirsizlik artar.Bu da daha fazla önem gösterilmesi gerekek yatırım kararı olarak ifade edilmesini sağlar.
* İşletme eğer riskinn düşmesini istiyorsa,yatırım kararlarının finansmaınında TAHVİL İHRAÇ ETME yolunu seçmelidir.Çünkü,İşletmeye ortak alma ve Otofinansmana gitmek İşletme riskini ortalama kılar ve özkaynakla finansman yollarıdır.Kısa vadeli banka kredisi kullanmak ve finansman bonosu (kısa vadeli borçlanma senedi ) İhraç etmek kısa vadeli finansman yollarıdır ve işletme risklerini arttırır.Tahvil ise ( Uzun vadeli borçlanma senedi ) uzun vadeli finansman yoludur ve riski düşürür.
* İşletme için gerekli olan fonları belirlenmesi,bu fonların nereden,nasıl ve ne zaman karşılanacağının kararlaştırılmasına FİNANSMAN KARARLARI adı verilir.
* Sabit aktif,stok,alacak,nakit gibi aktiflerin dağılımında optimizasyonun ön plana çıktığı,matematiksel modellerin uygulanmaya başlandığı dönem 1960 ‘lı yıllardır.
* Sermaye piyasası kanunu hükümlerine göre,Halka Açık Anonim şirketlerin ortak sayısı 150 den fazla olmak zorundadır.
* Riske göre düzeltilmiş modellerin uygulanmaya başlandığı dönem 1970’li yıllardır.
* İşletme için gerekli olan fonların sağlanması ve bunların uygun varlıklara yatırılması işlemine FİNANSAL YÖNETİM adı verilir.
* Finans yöneticilerinin geleceği öngörmede ve geçmişi değerlendirmede yardımcı olacak verileri ve finansal raporların hazırlanmasında gerekli olan bilgileri sağladığı disiplin,MUHASEBE dir.
* Finans yöneticisinin uzun vadeli yatırım kararlarını almada,nakit stok ve alacakların yönetiminde faydalanacağı disiplin MİKRO İKTİSAT tır.
* İşletmenin reel varlıklara yatırım yapmasıyla ilgili faaliyerlerin bütününe SERMAYE BÜTÇELEMESİ adı verilir.
* Tahvil ihraç etmek,finansman kararlarından biridir.
* Muhasebe,finansal yönetimin birinci derecede ilişkili olduğu disiplinlerden biridir.
* Sözleşmenin yazılı ve sözlü olabileceği,tüzel kişiliğe sahip olmayan şirket türü ADİ ŞİRKET tir.
* İşletmeler finansmanda uzun vadeli yabancı kaynaklara daha fazla yer verirse,RİSK DÜŞER.
- Kısa vadeli finansman kararları uzun vadeli finansman kararlarına göre daha risklidir.
- Uzun vadeli yatırım kararları,kısa vadeli yatırım kararlarına göre daha risklidir.
- Kısa vadeli yatırım kararları işletmenin riskini azaltır.
- Uzun vadeli finansman kararları işletmenin riskini azaltır.
- Otofinansman ve hisse senedi ihracı özkaynakla finansman şeklidir.
-Kar dağıtım politikası,Alacaklılara karşı sorumluluk,vergi tahakkuku,fon sağlama işletmelerin hukuki yapısı ile ilgilir.Ancak Dönem karının hesaplanması hukuki yapısı içinde yer almaz.
*Anonim şirketler,tahvil çıkarma hakkına sahiptir.Ancak adi,limited,S.P.B şirket ve bireysel işletmeler tahvil çıkarma hakkına sahip değildir.
* Satış politikası,stok miktarı,günlük faaliyetler ve kasa ve bankadaki nakit durumu finans yöneticisinin görev alanına girer ancak personelin çalışma saatleri finans yöneticisinin görev alanına girmez.
*Bütşenin hazırlanması,muhasebe müdürünün yani kontrolörün görevidir.
* Faaliyetlerin sonucu oluşsan karın ne kadarının işletmede bırakılıp,ne kadarının ortaklara dağıtılacağının belirlemek için alınan kararlara DİVİDANT kararları adı verilir.

Hiç yorum yok: