1 Eylül 2007 Cumartesi

Anayasa Hukuku Ders Notları

Menşe ve mahreç işaretleri ticaret unvanıdır.

Ticaret siciline tescilin ve ilanın üçüncü kişilerin sübjektif iyiniyetini kaldırması tescilin olumlu etkisinin sonucudur.

Ticari defter tutmak zorunda olanlar: Anonim şirket, ticari işletme işleten dernek, kollektif şirket, limited şirket. Esnaf ise ticari defter tutmak zorunda değildir.

Karar defterini tüzel kişi tacirler tutar.

Haksız rekabetin unsurları: Aldatıcı davranışın varlığı, Rekabet hakkının kötüye kullanılması, İktisadi rekabetin varlığı, Aldatıcı davranıştan başka surette iyiniyet kurallarına aykırılık.

Ticari işletmenin devri iyiniyetli üçüncü şahıslara ve alacaklılara karşı tescil ve ilandan itibaren hüküm ifade eder.

Komisyoncunun borç ve yükümleri: Özen gösterme ve talimata uyma, Hesap verme, Müvekkilin çıkarlarını koruma, İhbar etme

Cari hesapta iki süreyi birbirinden ayırt etmek gerekir. Bunlardan biri hesap devresidir. Diğeri ise anlaşma süresidir.


Ortak sayısının üst sınırı kanunla sınırlandırılan ortaklık tipi Limited ortaklıktır.


Kollektif ortaklıklarda itiraz hakkı yönetim hakkına sahip ortaklara aittir.


Kollektif ortaklıkta, sermaye borcunu ifa etmeyen ortaktan tazminat talep edilebilmesi için ortağa ihtar yapılmış olması aranır.


Anonim ortaklıkta yönetim kurulu üyelerine her toplantı günü için ödenen ücrete huzur hakkı denir.


Anonim ortaklıkta, denetçiler ortaklığın ciddi tehlikelerle karşılaştığını gösteren belirtiler olduğunda genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırabilirler.


Komanditer ortağın olağanüstü denetleme hakkına ilişkin doğru ifadeler: Önemli sebeplerin varlığı halinde kullanılır. Ancak somut bir iş için kullanılır. Kullanılabilmesi için dava açılması gerekir. Sürekli nitelikte değildir.


Türk hukukuna göre çıkartılması mümkün olan tahviller: Primli, İkramiyeli, Teminatlı, Pay senediyle değiştirilebilir tahvil.


Kollektif ortaklıklarda , ortaklığı temsil etme yetkisinin sınırlandırılmasının iyiniyet sahibi kişilere karşı geçerli olması için sınırlandırma ticaret siciline tescil ve ilan edilmeli.


Kollektif ortaklığın rızai temsilcileri: Ticari mümessiller, Ticari işler tellalı, Komisyoncular, Ticari vekiller


Nama yazılı tahviller alacağın temliki hükümlerine göre devredilebilir.


Emre yazılı ödeme vaadine Poliçe ile ilgili hükümler uygulanır.


Bir limited ortaklığın ortak sayısının yirmiden fazla olması halinde genel kurul toplantılarında anonim ortaklığa ait kurallar uygulanır.


Görüldüğünden belli bir süre sonra ödenecek poliçelerde ibraz süresi 1 yıldır.


Limited ortaklıklarda, ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa, müdür sıfatına kanunen ortakların tümü sahip olur.


Çekte sorumlulardan birisinin kendisine karşı sorumlu olanlara karşı açacağı davanın zamanaşımı süresi, çeki ödediği tarihten itibaren 6 aydır.


Mükerrer sigortanın amacı sigortacılara güveni arttırmak.


Kıymetli evrakın özellikleri: Kıymetli evrakın içerdiği hakkın başkasına devredilebilmesi. Kıymetli evrak tiplerinin kanunda sınırlayıcı olarak sayılmış olması. Soyutluk ilkesinin yürürlükte olması. Hakla senet arasında kuvvetli bir bağın var olması.


Hayat sigortalarında lehtarın özelliği akde taraf olmamasıdır.


Sigortanın yararları: Milli kaynakları koruması, Tasarruf sağlaması, Güvenlik sağlaması, Kapital sağlaması.


Makbuz senedi bir emtia senedidir.


Maliki olduğu bir deniz gemisini deniz ticaretinde kullanan kişiye donatan denir.


Makbuz senedine, makbuz senediyle birlikte Varant devredilirse beyaz ciro yapılabilir.


Sigortacının iç teşkilatında yer alan servisler: Muhasebe, Hukuk, Reasürans, Hasar


Müşterek avarya paylaşmasını tespit eden belgeye dispeç denir.


Sigortacı, sigorta ettirenin haklarına riziko gerçekleşince halef olur.


Sigorta hukukuna ilişkin başlıca kanunlar: Kooperatifler kanunu, Mükerrer Sigorta İnhisarı Hakkında Kanun, Trafik kanunu, Türk Ticaret kanunu.


Derneklerin malı olan gemiler yönetim kurulunu oluşturan kişilerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması koşuluyla Türk gemisi sayılırlar
• Konsey rejimi, 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri müdahale sonrasında oluşturulmuş ve Anayasa Düzeni Hakkındaki Kanunun 2. maddesi gereğince; TBMM’ye, Millet Meclisi’ne ve Cumhuriyet Senatosu’na ait görev ve yetkileri 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren geçici olarak Milli Güvenlik Konseyi’ne; Cumhurbaşkanı’na ait olan görev ve yetkiler de Konsey başkanına bırakılmıştır. Aynı kanunun 1. maddesi uyarınca; Konsey, kurucu iktidar olarak Anayasayı değiştirme yetkisiyle donatılmıştır. 1961 ve 1982 Anayasalarının yapım süreçlerindeki farkları sıralayabilmek.

• 1961 Anayasası’nın oluşumunda, Temsilciler Meclisi daha temsili bir niteliği haiz iken, aynı durumu 1982 Anayasası’nın oluşumundaki Danışma Meclisi’nde göremiyoruz. Bu farklılık, Danışma Meclisi’ni çok daha fazla bürokrasi ağırlıklı bir kuruluş haline getirmiştir.

• Temsilciler Meclisi Milli Birlik Komitesi karşısında, Danışma Meclisi’nin Milli Güvenlik Konseyi karşısındaki durumuna oranla daha geniş yetkili bir

kuruluştur. 1982 Anayasası’nın başlıca özelliklerini tespit edebilmek.

• Bir tepki anayasası olması nedeniyle aşırı düzenleyici bir yöntemle hazırlanmıştır.

• 1961 Anayasası’ndan daha katı niteliktedir.

• Otorite - hürriyet dengesinde, otoritenin ağırlığını arttırmıştır.

• Siyasal sistemde görülen tıkanmaları giderici ve bunalım olasılıklarını azaltıcı hükümler öngörmüştür.

• 1961 Anayasası’na oranla daha az katılmacı bir demokrasi modeli benimsemiştir.
• Cumhuriyetçilik, başta devlet başkanı olmak üzere devletin başlıca temel organlarının seçim ilkesine göre kurulmuş olduğu, bunların oluşumunda özellikle veraset ilkesinin rol almadığı bir hükümet sistemini öngören ilkeyi ifade eder. Atatürk Milliyetçiliği’ni diğer milliyetçilik anlayışlarından ayırabilmek.

• Atatürk Milliyetçiliği’nin diğer milliyetçilik anlayışlarından temel ayrımını şöyle özetleyebiliriz: Atatürk milliyetçiliği akılcı, çağdaş, uygar, ileriye dönük, demokratik, toplayıcı, birleştirici, insani ve barışçıdır. Bu milliyetçilik anlayışı, ırkçılığa, şovenizme

ve saldırganlığa karşıdır. Laikliğin unsurlarını sıralayabilmek.

• Laiklik ilkesinin en temel unsurlarını dört ana başlıkta toplayabiliriz. Buna göre;

- Resmi bir devlet dininin olmaması,

- Devletin, bütün dinlerin mensuplarına eşit davranması,

- Din kurumlarıyla devlet kurumlarının ayrılmış olması,

- Devlet yönetiminin din kurallarından etkilenmemesi.

Türk Anayasa Hukuku bakımından demokratik devlet, serbest seçim ve çok partili siyasal yaşam konularını açıklayabilmek.

• Türk Anayasa Hukuku’nda demokratik devleti öngören egemenlik kayıtsız şartsız millettindir kuralı ilk defa 1921 Anayasası’nda ifade edilmiş, 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarında da aynen yinelenmiştir. Egemenliğin bir kişiden bütün bir millete geçmesi

ve bunu takip eden süreçte devletin hükümet sisteminin de bu esaslar çerçevesinde halkın kendi kendisini yönetmesine dayanması demokratik bir rejimin varlığı için gereklidir. 1921 ve 1924 Anayasalarında egemenliğin kullanımı ve temsili yalnızca

yasama organına bırakılmış iken, 1961 ve 1982 Anayasaları’nda bu düzenleme, egemenliğin Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlarca kullanılacağı biçiminde değişikliğe uğramıştır.Demokrasi, yöneticilerin yönetilenler tarafından serbest ve dürüst seçimler yoluyla seçildikleri bir rejim olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, seçme hakkı ve seçim özgürlüğü demokratik bir devlet yönetiminin vazgeçilmez koşullarıdır. Bunun gerçekleştirilmesi için kullanılan araçlar seçimler ve halkoylamalarıdır. Bu iki aracın kullanımında serbest, eşit, gizli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına uyulmalı; ayrıca, seçimler ve halkoylamaları yargı yönetim ve denetimi altında yapılmalıdır. Seçim serbestisi ilkesinin anlam ifade edebilmesi için seçmenlerin çeşitli seçenekler arasında serbest bir seçme yapabilmeleri gerekir. Çağdaş demokratik rejimlerde bu seçenekler siyasal partiler tarafından oluşturulur ve buna modern demokrasilerde partiler demokrasisi denilir. Cumhuriyet sonrası ilk dönemlerde bir iki çok partili siyasal yaşam deneyimi olmakla birlikte; dönemin koşulları bunu devamını engellemiş ve istikrarlı bir çok partili siyasal yaşamın başlaması için 1946 yılına kadar beklenmek zorunda kalınmıştır.
• 1982 Anayasası ile devletin insan haklarına saygılı olacağı belirtilmiştir. Herkesin, kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilmez, temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu anlayışına karşın temel hak ve özgürlüklerin kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere

karşı ödev ve sorumluluklar içerdiği de düzenlenmiştir. Yine 1982 Anayasası gerek devlete karşı ileri sürülüp, korunacak temel hak ve özgürlükler anlayışına gerekse de çağdaş sosyal devletin özgürleştirme anlayışına yer vermiştir. Ancak, 1982 Anayasası bireyin temel hak ve özgürlüklerine devlet otoritesi karşısında daha güçsüz bir konuma sokmuştur. Hukuk Devletinin ilkelerini saptayabilmek.

• Yurttaşların, hukuki güvenlik içinde bulundukları, Devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı oldukları bir sistemi anlatan hukuk devletinin temel nitelikleri şunlardır;

- Yürütme işlemlerinin yargısal denetim altında olması

- Yasama işlemlerinin yargısal denetim altında, olması

- Yargı bağımsızlığı

- Kanuni hakim güvencesi

- Ceza sorumluluğu ilkeleri

- Hukukun genel ilkelerine bağlılık Sosyal devletin anlamını açıklayabilmek.

• 20. yüzyılda batı demokrasilerinde geliştirilen ve bir diğer ifade ile refah devleti olarak nitelendirilen sosyal devlet, devletin toplumsal ve ekonomik yaşama müdahalesini gerekli gören bir devlet yaklaşımıdır. 19. yüzyılda liberal felsefeden etkilenen jandarma devlet anlayışından farklı olarak sosyal devlet anlayışı, devletin görevlerini iç ve dış savunma ile sınırlı kabul etmemekte aynı zamanda devletin ekonomik yaşamada karışmasını zorunlu görmektedir. Eşitlik kavramının türlerini belirleyebilmek.

• Eşitlik ilkesinin, genel anlamda, şekli ve maddi olmak üzere iki türü söz konusudur.Şekli hukuki eşitlik, kanunların genel ve soyut nitelik taşıması ve bu niteliği gereğince herkese eşit olarak uygulanmasıdır. Maddi hukuki eşitlik ise aynı durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranma zorunluluğunu ifade eder.
Bir devletin anayasasını yapma ve değiştirme iktidarına, kurucu iktidar adı verilmektedir. Bir anayasanın tümden yeniden yaratılması halinde asli kurucu iktidardan, mevcut bir anayasanın bazı hükümlerinin değiştirilmesi halinde tali kurucu iktidardan

söz edilmektedir. Tali kurucu iktidarın yetkisi anayasayı tamamen adi kanunlarla aynı usuller içerisinde değiştirebilmek ile anayasayı hiçbir şekilde değiştirememek arasında pek çok şekilde görülmektedir. Osmanlı-Türk Anayasa tarihinde tek yumuşak anayasa

olarak nitelendirilen 1921 Anayasası’ndan sonraki tüm anayasalarda, değiştirme sorununa ilişkin olarak özel düzenlemeler getirilmiştir. 1982 Anayasası’nın sertlik eğilimi, değiştirilmesi hiç mümkün olmayan hükümlere ilişkin düzenlemelerde ve değişiklik konusunda benimsediği karmaşık yöntemde kendisini göstermektedir. 1982 Anayasası, anayasa değişikliklerinin anayasaya uygunluğunun denetiminin sadece şekil açısından mümkün olduğu görüşünü benimsemiştir. Anayasayı değiştirme sürecinin aşamalarını

sıralayabilmek.

• Teklif ; Anayasanın değiştirilmesi TBMM üye tamsayı sının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilir.

• Görüşme ; Anayasa değişiklik teklişeri Genel Kurul’da iki kez görüşülür. ‹kinci görüşmeye birinci görüşmenin bitiminden kırk sekiz saat geçmeden başlanamaz. ‹kinci görüşmede, sadece maddeler üzerinde verilmiş olan değişiklik önergeleri görüşülür.

• Karar ; 3361 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik ile, Anayasa’da, üye tamsayısının beşte üçü ve üçte ikisi olmak üzere iki değişik karar yeter sayısı öngörülmüştür. Anayasa değişiklik teklişerinin kabulüne ilişkin 3361 sayılı Kanun’la getirilen bir yenilik de oylamanın gizli olması zorunluluğudur.

• Onay ; Anayasa’nın 3361 sayılı Kanun’la değişik 175. maddesi, Anayasa’nın ilk metninde olduğu gibi, anayasa değişikliklerini onaylama yetkisini Cumhurbaşkanı ile halk arasında paylaştırmaktadır. Ancak karar çoğunluğunun beşte üç veya üçte iki olu- şuna göre izlenecek yollar farklıdır. Anayasa değişikliği teklifi, beşte üç veya daha fazla fakat üçte ikiden az oyla kabul edildiği takdirde, Cumhurbaşkanı’nın kanunu tekrar görüşülmek üzere Meclis’e iade etmesi veya kanunun halkoyuna sunulması gibi iki ihtimal ortaya çıkar. Cumhurbaşkanı’nın iadesi halinde anayasa değişikliği sürecinin devam edebilmesi için, Meclis’in bu kanunu üye tamsayısının en az üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul etmesi gerekir. Bu durumda Cumhurbaşkanı, kanunu halkoyuna sunabilir veya onaylayarak kesinleştirebilir. Cumhurbaşkanı beşte üçle üçte iki arasındaki oyla kabul edilmiş bir anayasa değişikliğini iade etmezse söz konusu kanunun halkoyuna sunulması zorunludur. Diğer bir deyimle bu durumda Anayasa, zorunlu halkoylaması yöntemini benimsemiş ve üçte ikiden az oyla kabul edilen bir anayasa değişikliğinin sadece Cumhurbaşkanı’nın onayıyla kesinleşmesine izin vermemiştir. Anayasa değişikliklerinin denetim usullerini belirleyebilmek.

• Anayasa değişikliklerinin anayasa uygunluğunun denetimi, şekil ve esas olmak üzere iki düzeyde söz konusu olabilir. Anayasa değişikliklerinin şekil yönünden anayasaya uygunluğunun denetimi, bu değişikliklerin anayasada düzenlenen usul ve şekil kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadıklarının incelenmesini içerir.
Egemenlik ve devlet kudreti tektir ve bölünmezdir. İktidarın fonksiyonları (yasama, yürütme, yargı), iktidarın değişik kullanım biçimleridir. İktidarın organları

ise, iktidarın çeşitli fonksiyonlarını yerine getirmekle görevli kişi veya kuruluşlardır (örneğin Bakanlar Kurulu, Yargıtay). Günümüzde kuvvetler ayrılığı deyimi kullanılırken kastedilen, gerçekte fonksiyonlar ayrılığıdır. Devletin hukuki fonksiyonlarının, maddi, şekli ve organik tasniflerini açıklayabilmek.

• Devletin hukuki fonksiyonları yasama, yürütme ve yargı olarak üçe ayrılmakta, fakat bu kavramların nasıl tanımlanması gerektiği tartışılmaktadır. Bir görüş, devletin hukuki fonksiyonlarının tasnifini, bu fonksiyonların ifasında başvurulan işlemlerin hukuki mahiyetine dayandırmaktadır (maddi tasnif). Diğer bir görüş ise, devletin fonksiyonlarını ve bu fonksiyonların ifa aracı olan hukuki işlemleri, bu işlemleri yapan organa (organik tasnif) ve yapılış şekillerine göre (şekli tasnif) tasnif etmektedir. 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları’nda, kuvvetler ayrılığının nasıl düzenlendiğini belirleyebilmek.

• Türkiye’de 1924 Anayasası’nın 5. maddesinde kuvvetler birliği anlamına gelen bir ifade kullanılmakla beraber aslında fonksiyonlar ayrılığı gerçekleştirilmiştir. 1961 Anayasası da 1924 Anayasası’nın sistemini benimsemiş, ancak yargı organının bağımsızlığı konusunda daha güvenli bir sistem getirmiştir. 1982 Anayasası ise kuvvetler ayrılığı sistemini benimsemekle birlikte, yürütmeyi sadece bir görev değil, aynı zamanda yetki olarak nitelendirmiştir. Bu durum kendisini 1982 Anayasası’nda Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri ile Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterir

Hiç yorum yok: